Çek, ticari hayatın en önemli ödeme araçlarındandır. Bu önemi nedeniyle çek konusunda hem Türk Ticaret Yasasının 692-735 nci maddelerinde ayrıntılı düzenlemeler yapılmış, hem çeki elinde bulunduranları korumak amacıyla 3167 sayılı Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkında Yasa yürürlüğe konulmuştur.
Ancak son zamanlarda, yaygın, fakat yanlış şekilde yapılan bir uygulamaya sıkça rastlanılmaktadır. Çek keşidecileri bankalara gönderdikleri bir yazı ile çekin ödenmemesi konusunda muhatap bankaya talimat vermekte ve çek bedelinin ödenmesini yasaklamaktadırlar.
Bu yazıda, çekin ödenmesinin yasaklanmasının amacı ve koşullarını belirtip, bu hakkın kötüye kullanılması durumunda, keşideciye hiçbir yarar sağlamadığını Yargıtay kararları ışığında göstermeye çalışacağız.
Piyasada vadeli bono gibi kullanılsa da, bilindiği üzere çekte vade yoktur. Çek görüldüğünde ödenen bir kambiyo senedidir. Bu nedenle TTK 711 nci maddesinin birinci fıkrasında, çekten (ibraz süresi içerisinde) caymanın mümkün olmayacağı açıkça belirtilmiştir. Ancak, aynı maddenin üçüncü fıkrasında; " Keşideci çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise muhatabı çeki ödemekten menedebilir." şeklinde bir düzenleme yapılarak, çekin irade dışı elden çıkması halinde kötü niyetli kişilerin çek bedelini tahsil etmelerinin önüne geçilmek istenilmiştir.
Bir Yargıtay kararında da belirtildiği üzere; TTK.nun 711/3 ncü maddesinde, keşidecinin, çekin kendisinin veya üçüncü bir kimsenin elinden rızası olmaksızın çıkmış olduğu iddiasında ise, muhatabı (bankayı) çeki ödemekten men edebileceği hükme bağlanmıştır. Maddenin açık düzenlemesinden anlaşılacağı üzere, ancak keşideci muhatap bankayı ödemeden men edebilir. Keşidecinin ödemeden men istemi, bankaya ulaşınca hemen ve kesin sonuç doğuran bir irade beyanıdır. Yasa koyucu, anılan irade açıklamasını belli bir şekil şartına bağlı tutmamıştır. Ödemeden yasaklama istemi, çek hesabının bulunduğu banka şubesine yapılacağı gibi muhatabın başka şubesine de bildirilebilir. Muhatap banka, gerçekten çekin, rıza dışında elden çıkıp çıkmadığını incelemek zorunda değildir. Bankanın, ödemeden yasaklama isteğine uyması yasadan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, ödemeden men edilen bir çek ibraz edildiğinde muhatap banka ödeme yapmamalı, buna karşılık, ibraz tarihini, karşılığının bulunup bulunmadığını ve ödemeden men edildiğini çekin arkasına yazmalıdır.
Ayrıca, bir çek'in kısmen doldurulmuş ya da sadece imzalanmış olması halinde, tedavüle çıkarılması mümkün ve geçerli olup, böyle bir çekin (mahkemeden) iptalini isteme hakkı sadece hamile aittir. Böyle bir iddiaya sahip keşideci, Türk Ticaret Yasasının 711/son madde hükmü uyarınca muhatabı çeki ödemekten men edebileceği gibi, elinden rızası dışında çıkan, bir başka anlatımla imzasını içeren ve fakat kaybettiği çekin bedelinin kendisinden istenmesi halinde, borçlu olmadığının tespiti yönünde dava açma olanağına da sahiptir.
TTK nun 711 nci maddesinin son fıkrası, çekin rızası dışında elinden çıkmış olduğunu iddia eden keşideciyi korumak amacıyla getirilen bir düzenleme olup, bu madde uyarınca muhatap bankayı çeki ödemekten men eden keşideci, tek taraflı olarak yaptığı bu işleme dayalı olarak çeki elinde bulunduran hamilin yasalar ile kendisine tanınan haklarını kullanmasına engel olamaz.
Yasanın 711/son madde hükmü, iradesi dışında, gerçekten elinden çek çıkmış kimseler için getirilmiş bir kolaylıktır. Yoksa ben nasıl olsa bir yazı ile çekin ödenmesini yasaklıyorum, o halde bankada karşılığı olmasa da bir talimat yazarak çekin arkasının yazılmasını engellerim, anlamına gelmemektedir. Keşideci, bu hakkı çeki ödememek için bir bahane olarak kullanamaz. Çek eğer gerçekten rızası dışında elinden çıkmamışsa, keşideci çek bedelini bankada bulundurmak zorundadır.
Aksi taktirde yetkili hamil (çeki elinde bulunduran), 3167 sayılı Yasa hükümlerinin keşideci hakkında uygulanmasını isteyebilir; Yargıtay 10. CEZA DAİRESİNİN, E. 2007/6016, K. 2007/7436 T. 18.6.2007 sayılı kararına göre:
Çekin rızası dışında elinden çıktığı belirtilip ödemeden men talimatı verilmesi, karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı ceza sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. 3167 sayılı Yasa'nın 16/b-2. maddesinde belirtilen ödeme yasağı kavramı, mahkemelerce verilen ve çek bedelinin bloke edildiği ödeme yasağı kararlarını ifade etmekte olup, keşidecinin TTK.nun 711/3. maddesine dayanarak mahkemeden karar istemeksizin verdiği ödemeden men talimatlarının şikayet hakkının doğumuna etki etmeyeceği ve tek başına suçun oluşumunu engelleyemeyeceği gözetilmelidir.
10. CEZA DAİRESİNİN E. 2005/6595 K., 2006/10207 T. 19.9.2006 sayılı benzer nitelikte başka bir kararında ise:
Suça konu çekin muhatap bankaya ibrazında "keşideci TTK'nun 711. maddesine istinaden ödemeden men talimatı vermiştir." şerhi ile iade edildiğinin ve suça konu çeke ilişkin çek iptali veya menfi tespit davası açıldığına dair herhangi bir bilgi ve belgenin dosya içersine sunulmadığının anlaşılması karşısında; suça konu çekin ibraz tarihinde karşılığının bulunup bulunmadığı hususunun muhatap bankadan sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekir.
Denilmektedir.
Ayrıca, arkası bu şekilde yazılmış bir çek hakkında kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi yapılabilmektedir. YARGITAY HUKUK GENEL KURULUNUN E. 1994/12-347, K. 1994/549, T. 28.9.1994 sayılı kararında, "Takip konusu çek, ibrazı tarihinde ödeme yasağı bulunduğundan bahisle, muhatap banka tarafından ödenmemiştir. Bu durumda, yetkili hamilin icra takibi yapmaya hakkı vardır." Denilerek, arkası bu şekilde yazılmış çeklerle icra takibi yapılması konusunda bir engel bulunmadığı belirtilmiştir.
Aynı şekilde, bu tür bir çek hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir. Yargıtay 11. HUKUK DAİRESİNİN E. 2007/760 K. 2007/2994 T. 19.2.2007 sayılı kararına göre;
İhtiyati hacze karar verilebilmesi için gerekli koşullar İİK'nın 257. maddesinde düzenlenmiştir. TTK'nın 711/son maddesine göre, çeki elinden rızası dışında çıkmış olan keşideci muhatap bankayı ödemeden men edebilir. Keşidecinin muhatap bankaya ödemeden men talimatı vermiş olması ihtiyati haczi kararı verilmesine engel değildir. Açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz talebinin kabul gerekirken yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.
Yargıtay 11. HUKUK DAİRESİNİN E. 2005/12082, K. 2005/10696, T. 9.11.2005 tarihli kararına göre de:
Davacı vekili, müvekkilinin hamili olduğu çekin süresinde bankaya ibrazına rağmen, çekin çalıntı olduğuna ilişkin müşteki lehdarın başvurusu üzerine savcılıkça konulan ödeme yasağı nedeniyle çekin ödenmediğini, oysa bu yasağın iptal davası açılması halinde, ancak mahkemece konulabileceğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Oysa TTK'nın 711/3'üncü maddesi uyarınca mahkeme kararıyla ödemenin yapılmamış olması durumunda dahi, anılan madde çekin rızası dışında elinden çıkmış olduğunu iddia eden keşideciyi korumak amacıyla getirilen bir düzenleme olup, bu madde uyarınca muhatap bankayı çeki ödemekten men eden keşideci, tek taraflı olarak yaptığı bu işleme dayalı olarak çeki elinde bulunduran hamilin yasalar ile kendisine tanınan haklarını kullanmasına engel olamaz. İhtiyati hacze karar verilmesi için gereken şartlar İİK'nın 257'nci maddesinde düzenlenmiş olup, yasal şartlar dikkate alındığında ödemeden men talimatı bulunması ihtiyati haciz karar verilmesine engel değildir.
Yargıtay 11. HUKUK DAİRESİNİN E. 1996/1646, K. 1996/2113, T. 26.3.1996 tarihli kararına göre ise;
TTK'nun 711/3. maddesine göre keşideci ancak rızası dışında elinden çıktığı iddiasında ise, muhatap bankayı çeki ödemekten men edebilir. Davacının rızasıyla verdiği çek için ödeme yasağı talebinde bulunması mümkün değildir. Davacının açtığı davanın usulüne uygun bir menfi tesbit davası olarak yorumlanmasına da imkan bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, tensiple birlikte verilen tedbir niteliğindeki ödeme yasağının kalkmış olduğunun kabulü ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Yukarıdaki Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı üzere TTK nun 711/son maddesi amacı dışında kullanılması halinde keşideci için hiçbir yarar sağlamamakta, hatta ticari ilişkilerde güven kaybına neden olmaktadır. Bu nedenle çek keşidecilerinin ödeme sıkıntılarını karşılıklı görüşmeler yoluyla çözmelerinde yarar olduğuna inanıyoruz.